Hatırlıyorum da büyüyünce ne olacaksınız, sorusuyla başlardık ilk derslere. “Ben doktor olacağım öğretmenim. Ben polis, ben öğretmen, ben sinemacı, ben avukat, savcı, hâkim, ben kasap, ben manav, ben asker, ben işçi, ben gazeteci, ben memur…”

Hangisinin saygınlığı kaldı, hangisi mutlu acaba, diye soruyorum kendi kendime. Öğretmenlerimiz umut dağıtırdı eskiden. Hayaller kurdururdu çocuklara. O hayallerin peşinden de koştururdu.

Candan açtık cehle karşı bir savaş
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş
Öğren öğret hakkı halka gürle coş
Durma durma koş

Ders çıkış zilimizi duyunca bir gülümseme belirdi yüzümüzde. Zil sesini “Öğretmen Marşı” yapmış iki gözümün çiçeği. Bir süre bu havayla yükleniriz öğretmenlerimize diye düşünmüş olmalı müdürümüz. Her ne kadar “Dambıra” kadar coşkulu olmasa da idare eder. 

Koşmayı istemesek de genç yaşlı demeden koşturuyorlar zaten. Yalnız öğretmenleri mi yediden yetmişe herkes koşuyor. Spor dallarında neden çok da başarılı olamıyoruz anlam veremiyorum. Neyse ki zilin çalmasıyla öğretmenler bir bir odaya dolmaya başladı. Asık suratlar seremonisi düzenlenmiş gibi hissetmeye başladım. Kimsenin yüzü gülmüyor.  Gülümsedim.

Sendikanın kocaman kupası elimde. Çayın bitebileceği korkusuyla ağzına kadar dolu. Üstünde amblemi ve adım.  Gururla kaldırıyorum her yudumda. Doğru yerde doğru zamanda doğru şeyler yapmak ve söylemek herkese nasip olmuyordu tabii.

            Oflama ve puflama seremonisinden sonra yanımda toplandı bazıları. Saati yokladım 10 dakika vardı zile. Cep telefonumu çıkarıp sesli halde, “Haydi haydi!” diyerek bağırmaya başladım. Öğretmenler odasında “Ne oldu… ne oldu?” soruları art arda yankılandı. Meraklandı Mustafa öğretmen -artık bir adı var onun-. Ne olacak dedim.

Bu teneffüs, beşinci kulvardan euro atak yaptı. Dolar hemen peşinde. Altın, altın diye sormaz mı Mustafa. Tüm gözler bir anda ona yönelince bir tuhaf oldu haliyle. “Ooooo!” nidaları sardı masayı. Yapmayın öğretmenlerim 20 yıllık öğretmenim ben kim altın biriktirmek kim. Bu maaşla anca ay sonunu getirdiğimizi bilmiyor musunuz? Yazın düğünler var çeyreği geçtim bari gram takabilir miyim derdindeyim, deyince herkes rahat bir nefes aldı.

Dikkatler tekrar bana yöneldi. Elimde telefon piyasayı izlemeye devam ediyorum. Matematikçi dürtüyor, “sesli söyle, sesli söyle.”

Dolar, euroyla farkı kapatmaya çalışırken Türk lirası yarışı bırakmış aksıyordu. O da ne yanı başında Tuik göründü. Yerli ve milli olmanın bilinciyle TL’yi yalnız bırakmıyordu. Anca beraber kanca beraber. Rakamları o kadar tasarruflu kullanıyor ki dolar, euro ve altın şaşkındı.

Arkada kalanın canı çıksın diyen Altın, dövizleri de sollayarak liderliğe oturdu. Mustafa öğretmen “Haydi TUİK, haydi TUİK tut kolundan liranın!” demeye başladı. Diğer öğretmenler de alkışla tempo tutmaya başlamamasın mı? Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.

Tuik bu koca Türkiye’nin güven kaynağı olmak kolay değil.  Yediden yetmişe gözümüz kulağımız Tuik’te. O da bunun sorumluluğuyla dizginliyor rakamları. Kolay değil işi. Bir yandan 5’i tutayım derken 6 fırlıyor. Onu tutayım derken 9 zıplıyor. Buna kızan döviz altın kuru öfkeleniyor tabii. TUİK bu, kolay kolay aman vermez size. Toplu sözleşme sürecinde çok başarılıydı. Hakkını vermek lazım. Yetkili sendika ve iktidar el ele kol kola ne de güzel anlaştı. Sağ olasın TUİK eksik olma. Ya memurlara ne demeli, hayatlarında hiç bu kadar halay çekmemişlerdir herhalde.

Akaryakıt zamları mı dediniz, yürüyüş çok ihmal edildi gerçekten, gıda mı obeziteyle mücadeleye katkı için önemli, otomobil, ev fiyatları, kiralar, kırtasiye, pazar… Gitmeyin üstüne TUİK’in o bizden biri,  yerli ve milli duruşumuzun sarsılmaz bir kurumu.

Bunu der demez son dakika haberi telefon ekranına yansıdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, yeniden değerleme oranını yüzde 36,2 olarak belirledi. Karar bugün Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, eğer değişiklik yapılmazsa 2022 yılında vergi, ceza ve harç ücretlerinde yüzde 36,2 artış yaşanacak.

Çok ayıp vallahi bu nedir ya, hem de hazine bakanlığı yapıyor. TUİK’in amca oğlu. Bari sen yapma bunu. Ne demek %36.2 güncelleme. Oysa enflasyon %18-20.  İyi, bir de “zammmm” kelimesini kullansaydın bari.

Ah TUİK ah!. Yalnız kaldığını düşünme gerçekten. Neyse ki iktidarın duyarlı yöneticileri var da seni yalnız ve çaresiz bırakmıyor. Her şeyin arttığı ülkemizde enflasyonu düşürme mücadeleni takdirle izliyorum. Dış güçlerin uşağı olmuş mahşerin üç atlısı dolar, euro ve altına inat senleyiz.

Bu konuda seni referans alan ve hükümetle masaya oturan yetkili sendikanın kazanımları bir başarı hikâyesine dönüşürken gelen zamları sakın ha dikkate alma canım benim.

Biz öğretmenler susarız. Bunu çok iyi yaparız. Alıştık. Avunuruz çünkü mesleğimiz kutsal. Bizim parayla pulla işimiz olmaz. Bunu en iyi kendimiz görüyor ve yaşıyoruz. İktidar da biliyor ki öğretmen susarsa herkes susar, Sınıf susar. Sokak susar. Halk susar. Ders zili tekrar çalar.

Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun